Havacılık sektörü, yeni nesil teknolojilere adaptasyonu ve birleşmesi ile sürdürmektedir. Dijital dönüşüm süreçleri ve yenilikçi uygulamalar, sektörün geleceğini, işleyişini daha kolay ve hızlı hale getirmektedir. Otonom sistemler ve yapay zeka gibi teknolojiler, operasyonel verimliliği artırarak havacılık sektörünü yeni boyuta taşımaktadır. Bu teknolojiler, yolculara daha iyi bir deneyim sunarken aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.
Havacılık sektörü, teknolojiye açık ve yenilikçi yapısıyla dikkat çekmektedir. Yapay zeka, bu yenilikçi yaklaşımı bir adım öteye taşıyan en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Bu durum, benim de ilgimi çektiği için yapay zekanın farklı sektörlere adım adım nasıl adapte olduğunu ve havacılık üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu araştırmak istedim. Bu merakla yaptığım araştırmalarda şu verilere ulaştım.
Büyük veri ve akıllı bilgi yönetim sistemleri, havacılıkta işleri daha verimli ve etkili hale getirmiştir. Yapay zeka uygulamaları, günden güne daha gelişmiş şekilde ilerleyerek değişiklikler yapmaktadır. Yapay zeka, havalimanı operasyonları ve havalimanı yönetimine etkisi dikkat çekici düzeydedir.
Özellikle Covid-19 pandemisi sonrasında, maliyetleri düşürmek isteyen havacılık şirketleri, teknolojiden yararlanarak birçok alanda önemli değişiklikler gerçekleştirmiştir. Yapay zeka ve akıllı havalimanı sistemleri, yolcu akışı, kaynak planlaması gibi süreçleri daha verimli hale getirmektedir. Bu sayede yolcu deneyimi iyileşmekte, maliyetler azalmakta, trafik sıkışıklığı en aza indirilmektedir ve havalimanı altyapısı daha verimli şekilde kullanılmaktadır.
Yapay zekanın havacılığa burada ki etkisi avantajlarından biridir. Yakıt tüketimi ve beklenmedik durumları önceden tespit edebilmesidir. Yapay zeka pilotları bilgilendirmekte sonrasında uygun önlemleri almalarına yardımcı olmaktadır.
İnsan faktörünün sık görüldüğü havacılık sektöründe yapay zekaya tamamen güvenmeli midir? Araştırılan en önemli sorulardan biri de budur. Yapay zekanın, özellikle karmaşık ve beklenmedik durumlarla başa çıkma yeteneği tam anlamıyla test edilmelidir. Her ne kadar günümüzde uçak kazalarının çoğunluğu insan faktörlerinden kaynaklansa da yapay zekâlar insanlar gibi bilinçli değildir; çevresini ve olayları kavrayabilir fakat hissedemez ve bilinçli farkındalığı yoktur. ‘‘Sokma akıllı’dır; belleğine ne yüklendiyse ve nasıl programlandıysa o kadardır. Yanlış bilgi yüklenmesi yanlış yaptırır; çöp yüklenirse çöp verir (Garbage in, garbage out).’’(Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç)
Araştırmalarım sonucunda, yapay zekanın havacılık sektörüne adım adım dahil olduğunu, ancak bu süreçte hâlâ bazı tereddütlerin olduğunu fark ettim. Bu tereddütlerin üstesinden gelmek için dikkatli bir planlama, kapsamlı testler ve insan faktörünü göz önünde bulunduran bir yaklaşım gereklidir. Yapay zeka, işlemleri hızlandıran, hataları en aza indiren ve hayatımızı kolaylaştıran bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün, hayatımızın bir çok alanında az da olsa yer almakta ve vazgeçilmez bir sistem haline gelmektedir. Ancak her teknolojide olduğu gibi yapay zekanın da dezavantajları bulunmaktadır. Duygu yönünden yoksun olan bu sistem, insan faktörünü tamamen ele geçirmesi uzun süreçten ve yoğun testlerden geçecektir.
Sonuç olarak, yapay zekanın avantajlarını havacılık sektöründe en iyi şekilde kullanabilmek için bu dezavantajların da dikkate alınması, sistemlerin hem insan hem de teknolojiyle uyumlu bir şekilde çalışacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Bu sayede sektörün geleceği çok daha güvenli ve etkili bir şekilde şekillendirilebilir.
Yazar:Ayyüce Yılğın
Kaynakça
https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2736/2602
https://www.easa.europa.eu/en/light/topics/artificial-intelligence-and-aviation-0
https://www.yapayzekatr.com/2023/07/31/2664/
https://jetsplore.com/haberler/yapay-zeka-havaciliga-nasil-katki-saglar/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3958269