Havacılıkta Psikolojik Sağlamlık

Yazar :

havacılıkta psikolojik sağlamlık,havacılık,psikoloji

 

Psikolojik sağlamlık (psychological resilience), son dönemlerde önemle üzerinde durulan bir kavramdır.Psikolojik sağlamlık yerine ‘’kendini toparlama gücü’’ kavramı da kullanılmaktadır.Gelelim ‘’Psikolojik sağlamlık nedir?’’ sorusuna. Psikolojik sağlamlık, zor koşullara karşı bireyin bu olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme ve koşullara uyum sağlayabilme yeteneği anlamına gelmektedir. Bireyin zorluklar karşısında güçlü kalabilmesini ve yaşanan olumsuz olaydan sonra kolay toparlanabilmesini ifade etmektedir.Psikoloji, psikiyatri ve psikolojik danışmanlık alanlarında, insanların bu zor durumların altından kalkabileceklerine ilişkin görüşler, kendini toparlama gücü (resilience) kavramı üzerinde durmaktadır.Resilience kavramı tek başına dayanıklılık, direnç, elastikiyet anlamına gelirken psychological resilience kendini toparlama gücü, psikolojik sağlamlık anlamlarına gelmektedir. Latince resiliens kökünden türeyen psikolojik sağlamlık “zor şartlar içerisinde olumlu ve şaşırtıcı başarılar kazanma ve ekstrem durumlara adapte olma becerisi” olarak tanımlamıştır. (Fraser, Richman ve Galinsky, 1999, s.136)

Psikolojik sağlamlıkla ilgili yapılan çalışmalarda, psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek bireylerin, karşılaştıkları yoksulluk, şiddet, hastalık ve daha pek çok stresli yaşam olayıyla daha başarılı bir biçimde mücadele ettikleri saptanmıştır. Bu bireylerin, aynı zamanda etkili problem çözme yeteneği ve etkili kişilerarası iletişim becerileri gibi olumlu özelliklere sahip oldukları vurgulanmıştır.

Pozitif Psikoloji alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Doç. Dr. Tayfun Doğan hacıyatmazlara benzetiyor psikolojik sağlamlığı yüksek bireyleri. Bir türlü devrilmeyen ve tekrar tekrar ayağa kalkan hacıyatmazlar. Daha hayattan örnekler vermem gerekirse , etrafımızdaki insanlara baktığımızda yaşadıkları olumsuz olaylar karşısında bazılarının aşırı tepkiler verdiklerini bazılarınınsa çok umursamaz davrandıklarını düşündüğümüz olmuştur. Hatta kendi hayatımıza baktığımızda bazı olayların kolayca üstesinden gelebilirken bazı olayların üstesinden gelmek oldukça zordur.İşte bu durumlar bireylerin psikolojik sağlamlıklarıyla doğrudan ilgilidir.Psikolojik sağlamlık, bireyin risk durumunun getirdiği olumsuzluklar karşısında uyum sağlaması ve olumlu sonuçlara ulaşabilmesidir. Travmatik olaylar karşısında, kişinin koruyucu faktörleri etkin hale getirmesi ile ortaya çıkmaktadır . Koruyucu faktörler risk faktörlerinin meydana getirdiği olumsuz etkileri azaltan, aynı zamanda gelişimsel ihtiyaçların giderilmesine katkıda bulunan faktörlerdir . Araştırmalarda ortaya çıkan koruyucu faktörlerden bazıları zeka, yaş, cinsiyet, sosyallik,kendini kontrol etme becerisi, iyimserlik, umut, sağlık, destekleyici anne baba, akran/arkadaş desteğidir . Risk faktörleri ise gelişimin herhangi bir döneminde oluşan ortam şartlarının bireylerin uyumunu tehdit etmesine ve istenmedik gelişimsel sonuçlar göstermelerine neden olan durumlar olarak ifade edilmektedir. Risk faktörleri kapsamında genetik bozukluk, boşanma, cinsel taciz, yoksulluk, doğal afet, ebeveynlerdeki hastalıklar veya psikopatolojik durum ve terör olayları değerlendirilebilir.Her ne kadar genetik faktörler ve içinde bulunduğumuz koşullar psikolojik sağlamlık seviyemizi belirlese de bu seviye geliştirilebilir. 

Pozitif psikoloji akımının kurucusu olarak ve öğrenilmiş çaresizlik deneyleriyle tanınan Martin Seligman özellikle Amerika’da askerlerin psikolojik sağlamlık düzeylerini geliştirmek için programlar hazırlamıştır.Program genel hatlarıyla psikolojik sağlamlığı güçlü kılarak TSSB(Travma Sonrası Stres Bozukluğu)’yi önlemeyi amaçlıyor.Program ordu genelinde psikolojik dayanıklılığı ve askerlerin performansını arttırmak için kullanılan yeni bir zihinsel sağlık eğitimini kapsamakta.Ordu Genelkurmay Başkanı W. Casey Jr., konunun tanıtımı için “Fiziksel uygunluk programımız gibi, psikolojik sağlamlık gelişiminin de yalnızca orduda yaptığımız bir şey olacağına değil, kültürümüzün daha iyi askerler yetiştirmek için topluluğumuz boyunca kritik bir bileşen olabileceğine inanıyorum” diyor.Irak ve Afganistan’daki genişletilmiş kampanyalar, travmatik stres belirtilerinin yüksek oranlara çıkmasına sebep olmuş ve askerlerin intihar oranları 28 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.2008 RAND(ABD silahlı kuvvetleri için araştırma ve geliştirme yapması maksadıyla 1946 yılında Project RAND ismiyle Douglas Havacılık Şirketi tarafından ABD Santa Monica’da kurulmuş şirket) anketi , askerlerin yüzde 70’inin Irak ve Afganistan’daki travmatik olaylara maruz kaldığını göstermektedir.Modern savaş, zorlu görevler, aşırı iklimler, uyku yoksunluğu, kültürel uyumsuzluk, fiziksel yorgunluk, aileden uzun süreli ayrılma ve şimdiye kadar ciddi bedensel yaralanma veya ölüm tehditi gibi.Eski bir APA (American Psychological Association ) başkanı olan Seligman, psikolojik sağlamlık eğitim programının eğitim merkezi olan Pennsylvania Üniversitesi Pozitif Psikoloji Merkezi’ni yönetiyor.ABD Askeri Akademisi’nde Davranış Bilimleri ve Liderlik Bölümü profesörü olan Michael Matthews, “Programın genel hedefi, savaş tecrübesiyle büyüyen ve ciddi zihinsel sağlık sorunları olmadan eve dönen asker sayısını artırmak.” diyor.Ordu araştırmacıları, programın askerlerin psikolojik sağlamlıkları üzerindeki etkilerini ve ayrıca fizyolojik, nörobiyolojik faktörleri arasındaki bağlantıları araştırıyor olacaklar.

Programı ayrıntılı inceleyecek olursak :

Askerlere orduya girdiklerinde ve askeri kariyerleri boyunca periyodik olarak çevrimiçi değerlendirme testi uygulanacaktır.Bir grup askeri ve sivil psikolog, bir askerin psikososyal uygunluğunu ölçen ve tüm ordunun psikolojik uygunluğunu izlemeye yardımcı olacak kanıta dayalı Küresel Değerlendirme Aracı’nı geliştirdi.

Küresel Sağlamlık Eğitimi

Tüm askerler, orduya girdiklerinde başlayarak kendi ve astlarının sağlamlığını artıracak teknikler konusunda eğitim alacaklar.  Bu, askerler saflarda yükselmeye devam ettikçe daha uzmanlaşmış bir eğitime ilerler. Bu eğitim, askerlerin, savaş dahil kişisel ve mesleki zorluklarla karşılaştıklarında daha iyi performans göstermelerine yardımcı olacak.

Bireyselleştirilmiş Sağlamlık Eğitimi

Küresel Değerlendirme Aracı’ndaki performanslarına bağlı olarak, sağlamlığın farklı yönlerinde (duygusal, sosyal, aile veya manevi) daha uzmanlaşmış eğitim, askerlere bir seçenek olarak sunulacaktır.

Master Sağlamlık Eğiticileri

Psikolojik sağlamlığı korumak ve geliştirmek için zihinsel, duygusal ve fiziksel becerilerin geliştirilmesinde ileri eğitim almış askerler, sağlamlık eğitmenleri haline gelecektir.  Bu sebeple görevlendirilmiş memurlar, pozitif psikolojiden ampirik olarak onaylanmış müdahalelere dayanan bir sağlamlık eğitimi programı uygularlar.

 

Bu hususta sınırlı bir çalışma alanı olan uçakta da tıpkı ordu gibi ortak amaca yönelik olarak ekip halinde çalışmak mecburiyetinde olan Havacılık çalışanları ön plana çıkıyor. Havacılık çalışanları az sayıda ekip üyesiyle , sınırlı bir alan içinde farklı lokasyonlara seyahat ederek çalışırken iletişim becerilerinin, empati yeteneklerinin yüksek olması ve her türlü koşula , duruma adapte olabilmeleri için de psikolojik sağlamlıklarının yüksek olması beklenmektedir.Sivil havacılığın yanı sıra askeri havacılıkta da orduda belirtilen modern savaş, zorlu görevler, aşırı iklimler, uyku yoksunluğu, kültürel uyumsuzluk, fiziksel yorgunluk, aileden uzun süreli ayrılma ve şimdiye kadar ciddi bedensel yaralanma veya ölüm tehditi gibi krizler ortaya çıkmaktadır.Örneğin, Profesyonel pilot adaylarının en az 20 yıllık bir meslek yaşamları olacağı; bu uzun süreçte uçuşun fiziksel ve psikolojik streslerine katlanacak düzeyde dayanıklılık ve kararlılık gösterip gösteremeyecekleri çok önemlidir.Pilotlar, uçuşta her şeyin kontrolünü elinde bulundurması gereken ana kişilerdir. Bu sebeple olası bir tehlike anında bu sahip olduğu psikolojik dayanıklılığını kullanarak kendini toplamalı ve zorluğun üstesinden gelmelidir.

 

Psikolojik sağlamlık yıllar içinde değişebilen, artıp azalabilen bir özelliktir.Karşınıza çıkan krizleri, üstesinden gelinemeyecek sorunlar gibi görmekten kaçının.O an yaşadığınız olumsuz olayı veya krizi değiştiremezsiniz ama olaya bakış açınızı değiştirerek olumsuzu olumluya çevirme şansınız var.Kendinize dair olumlu bakış açısı geliştirmelisiniz.Unutmamalıyız ki baş edemeyeceğimiz hiçbir zorluk yoktur.


Yazan: Aysu Akalın

Yorum Bırak ;

E-mail hesabınız yayınlanmayacaktır.

Belki İlgini Çeker ;

En Yeniler

Havacılık Psikolojisi Uçan Blog
Havacılık Psikolojisi Uçan Blog