havacılık, scramble, zaman, ZamanKavramı
ZAMAN
Günümüzde her insanın iki cümlesinden biri “zamanı yetiştiremiyorum , çok az zamanım kaldı “ya da “yetişmiyor” şeklindedir. Peki herkesi bu kadar koşuşturmacaya sürükleyen ‘zaman’ kavramı tam olarak ne anlama gelmektedir? Zaman; bir eylemin içinde geçmekte olduğu , geçtiği ya da geçeceği süre veya bu sürenin belirli bir parçası olarak bilinir .En kısa ve öz haliyle bu şekilde tanımlayabiliriz.
‘Zamanı harcamak’ deyimi günümüze çok uyan bir deyimdir . Çünkü fütursuzca ve sonunu düşünmeden paradan bile daha hesapsız harcadığımız şeydir zaman.
Zaman insanoğluna mağara devrinde de yetmiyordu, endüstrileşme ile beraber işlerimizi kolaylaştıran yenilik ve icatlara rağmen halen yetmiyorsa ortada zamanı kullanmakla ilgili ciddi sorunlarımız var demektir . Bizler zamanı kullanma, zamanı yönetme, zamanı etkin kullanma kavramları üzerinde çok kafa yormayız ve bu kavramların üzerinde durup neler yapabileceğimize dair zaman da ayırmayız . Çünkü bu işlere zaman ayırmayı da kafa yormayı da ‘zaman kaybı’ olarak görürüz.
Zamanımızı boşu boşuna harcadığımız yerler, zaman hırsızlarımız vardır; bunlar zamanımızın boş yere akıp gitmesine neden olan en büyük düşmanlarımızdır. Bu hırsızlarımızın başını çeken şüphesiz ki kararsızlıktır. Halbuki en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Etrafımız bir şeyler yapabilecekken günlerini hiçbir şey yapmadan , öylesine geçiren insanlarla doludur. Bir karar verip başlayabilseler birçok şey yapabileceklerdir ama karar verip başlayamadıkları için yapacakları kervanına bir iş daha eklenmektedir.
Bir başka zaman hırsızımız da işlerimizi ertelememizdir. İşlerimizi ertelemekle çoğaltmış oluruz. Geriye dönüp baktığımızda yapmamız gerektiği halde yapabileceğimiz birçok iş olduğunu görüyoruz ve bunların birçoğunun yapılma ihtimali ve imkanı ortadan kalkmıştır artık… Peki ertelediğimiz şeyleri yapabilme imkanının bize tekrar verileceğinin garantisini kim verebilir? İleriki bir zamanda o işi daha kolay mı yapacağız? Biz aslında bir işi ertelediğimiz zaman bu işimizin yerine neyi yapmayı tercih etmiş isek o işin daha önemli olduğunu kabul ediyor ve ertelediğimiz işin üzerine ‘Aslında o kadar da önemli değil’ etiketini yapıştırmış oluyoruz. Üzerine bu etiketi vurduğumuz işi tekrar yapılması gerekenler kategorisine sokmak çok kolay değildir. Aslında buradan çıkarılacak sonuç ertelediğimiz her işi önemli değil kategorisine attığımızdır. O kutudan çıkarır mıyız, çıkarırsak ne zaman çıkarırız işin o kısmı belirsizdir.
Geçen zamanımızın ne kadar önemli olduğunu düşünmeden saniyeler, dakikalar, aylar ve hatta yıllar geçip gitmekte. Fakat şunu da hiç unutmayın ki zaman biz onu boşa da geçirsek değerlendirsek de akıp gidecektir; çünkü zaman hiç kimseyi beklemez.
HAVACILIKTA ZAMAN
Zamanın öneminden ve biz ne şekilde davranırsak davranalım akıp gideceğinden, zamanı değerlendirme şeklimizden yukarıda detaylı bir biçimde bahsettik. Fakat zamanın kullanımıyla fazlaca iç içe olan ve saniyelerin hatta saliselerin önemini her an iliklerine kadar hisseden bir alan var: Havacılık. Havacılıkta birçok şey zamanla sınanıyor. Çünkü zamansız ya da gecikmeli yapılacak her hareketin ağır sonuçları olabilmekte. Örneğin pilotları düşünelim: Bir pilot havada kaybetmesi en riskli olan şeyin zaman olduğunun bilincindedir. Ya da eğer zaman kaybettiyse bunu geri kazanmak durumundadır. Peki pilotlar havada gerçekten zaman kazanabilir mi? Birkaç faktöre bağlı olarak evet. Uçaklar gökyüzünde en ekonomik hız aralıklarında seyrediyor. Bu aralığın üzerinde çıkıldığında uçağın üzerindeki sürtünme artar. Oluşan geri sürükleme kuvvetini yenebilmek için motorların daha fazla güç üretmesi gerekir ve bu durum havayolunun en büyük gider kalemi olan yakıt miktarını yukarı çeker. Yani uçak normalde yakması gerekenden daha çok yakar.
Bazı durumlarda uçakta birden fazla bağlantılı uçuşu olan yolcu varsa ; onların uçaklarını kaçırmaları havayolu için daha fazla maliyete sebep olacaksa, ekstra yakıt masrafına değebilir. Fakat durum o kadar da basit değildir. Çünkü bu durum çevre için de önemli bir konu. Daha fazla yakıt tüketimi, daha fazla çevre kirliliği demek. Bu durumda pilotlar ne yapıyor dersiniz; rüzgar hızı ve yönü gibi insanlar tarafından kontrol edilemeyen dış faktörler üzerinden uçuş saatinde fark yaratmaya çalışıyorlar. Rüzgarların durumuna bakarak, hızlarını doğal yollarla artırabilecekleri hava şartlarının olduğu alanlarda uçuyorlar. Yani bütün amaç rüzgarı arkalarına almak.
Hız dışında, pilotun kontrolündeki diğer faktör uçuş rotası. Her ne kadar uçuş öncesinde, rota en verimli şekilde planlanmış olsa da; pilotlar rotadaki ve varış havalimanındaki yoğunluğa bağlı olarak, kule ile temasa geçerek, hava trafik kontrolörlerinden kısa yollar ve doğrudan yönlendirmeler talep edebiliyor. Böylece yolu biraz daha kısaltarak yerde kaybedilen zamanın bir kısmını havada telafi etmek mümkün hale geliyor.
SCRAMBLE
Scramble alarmı havacılığa ait bir terimdir ve “acil kalkış pozisyonunda bekleme” anlamına gelir. En az iki F-16, kalkışa hazır biçimde bekliyor. Pilotlar, 1 veya 2 saatlik nöbetler halinde uçakların içinde, diğer pilotlar da scramble binasında uçuş kıyafetlerini giymiş olarak bekliyorlar.
Scramble pozisyonu, ‘alarm-reaksiyon pozisyonu’ ; scramble uçuşu da ‘alarm-reaksiyon uçuşu’ olarak tanımlanıyor. İki tür scramble alarmı bulunuyor. Birinde uçaklar 15 dakikada havalanacak şekilde tutuluyor. Bu durumda pilotlar, scramble binasında bekliyor.
Diğerinde ise uçaklar, sistemleri çalışır ve ısıtılmış vaziyette 5 dakika içinde havalanacak şekilde alarmda tutuluyor. Bu pozisyonda pilotlar, uçağın içinde bekliyorlar.
20 Ekim 2012’ye Ait Bir Haber:
İncirlik Üssü’ndeki F-16’lar Suriye Tehdidine Karşı Hazır Halde Bekliyor!
İncirlik Üssü’nde bulunan F-16 savaş uçakları, Suriye’ye ait uçakların sınıra yaklaşmasını engellemek için scramble alarmı(acil kalkış pozisyonunda bekleme) verdi. Pilotlar 1 ya da 2 saatlik nöbetler halinde uçuşa hazır halde F-16’ların içinde beklemeye geçti.
Milliyet Gazetesi Ankara temsilcisi Fikret Bila’nın haberine göre; Suriye ordusuna ait helikopterlerin ve uçakların sınıra yaklaşması üzerine Adana’da bulunan İncirlik Hava Üssü’ndeki F-16 önleme uçuşları yapıyor.
En az iki F-16’nın acil kalkış pozisyonunda beklediği İncirlik Üssü’nde pilotlar uçuş kıyafetleriyle hazır halde bekliyor. F-16’lar Suriye’ye ait helikopter ve uçakların sınıra yaklaştığı sinyalini aldığında da acil kalkış yapıyor.
Hatay sınırındaki çatışmalar nedeniyle Türk savaş uçakları 5 dakika içinde havalanacak şekilde sistemleri çalışır, motorları ısıtılmış şekilde bekletiliyor.
Yazar: Döndü Ergin